Valimiz Sn. Mustafa Yavuz Bey ile Arz-ı Serzeniş başlıklı yazımız ve randevu talebimiz üzerine yaptığımız görüşmeden sonra bazı hususlara açıklık getirme ihtiyacı hasıl olmuştur. Yazımızı parantez içinde ve koyu harflerle, değerlendirmelerimizi devamında arz ediyorum:
(Değerli valimiz yaklaşık bir senedir ilimizde valilik görevini yürütmektedir. Kendisini tanıyan, yakın mesai arkadaşları tarafından çok donanımlı ve iyi bir insan, dirayetli bir yönetici, disiplinli bir idareci olarak tanımlanıyor.
Çevresindeki insanların bu kanaati kendileri ile tanışmak nasip olmadığı için bizde henüz/hâlâ duyum aşamasında. Kendilerinden geldiklerinin üçüncü ayında hem tanışmak hem de bazı bilgileri paylaşmak arzusu ile emekli öğretmen ve iş adamı kimliğim ile randevu talep ettim. Cevap gelmesi için uzunca süre de bekledim. Bir müddet sonra da Sanayici ve kendilerinin Başkanı olduğu Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyetinin Başkan Vekili kimliğimle randevu talebinde bulundum. Talebin kendilerine arz edildiğini biliyorum ama maalesef yine görüşme talebimize olumlu yanıt gelmedi.)
Görüşmemizde Sn. Valim bu iki talebin de kendisine ulaşmadığını, ulaşan taleplerde böyle bir durumun söz konusu olamayacağını belirtti. Benim cümle sonunda “arz edildiğini biliyorum” şeklinde kurduğum cümlenin aslında detaylı araştırıp teyit sonunda kurulması gereken çok kritik bir cümle olduğu, bu ifade ile Sn. Valimize haksızlık edildiği sonucu ortaya çıktı ki bu durum beni çok üzdü. Bir de bunun üzerine Valimizin; Mustafa Yavuz olarak kırıldığını ama şehrin valisi olarak kimseye kırılmaya, darılmaya hakkının olmadığı felsefesinden hareket ettiğini söylemeleri valimiz ile ilgili giriş paragrafında belirtilen tanıyanların tanımlamalarının doğru olduğu hakikatini ortaya koydu.
Diğer üzüldüğüm nokta ise bu konunun ilgililerine, Özel kalem Müdürümüz o gün orada olmadığı için onun adına bize yardımcı olmaya çalışanlara soruşturma açıldığını öğrenmem oldu. Anlaşılan kusur sadece onlarda değil o halde onları affedin Sn. Valim istirhamında bulundum. Sn. Valimden tekraren ve ısrarla talep ediyorum, büyüklerin en önemli özelliği affetmektir. Kimsenin benim de prosedür noktasında belki eksik bıraktığım bu sürecin kurbanı olmasına gönlüm razı olmaz. Karabük’te kimse de bundan mutlu olmaz. Sorumlu varsa onlara verilebilecek en büyük ceza onları affetmek olacaktır. Size de bu yakışır Sn. Valim.
(En son, iki haftadır Organize Sanayi Bölgesinde 300 kişinin çalıştığı, ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç, Rusya gibi ülkelere ihracat yapan firmamızın karşı karşıya olduğu taciz ve güvenlik sorunlarını görüşmek ve kendilerini bilgilendirmek için acil kodu ile randevu talebimize de işlerinin yoğunluğu nedeni ile müsait olduğunda davet edileceğimiz bilgisi verildi. Belki işin aciliyeti yapılacak daveti hızlandırır düşüncesi ile meseleyi özet olarak yazıya döküp çok değerli özel kalem müdürümüze watsap üzerinden ulaştırdık ve acil görüşmemiz gerektiği talebimizi tekrar ettik. Yazının da talebimizin de kendisine ulaştırılacağı bilgisi verildi ama üçüncü gün sonu hâlâ bir dönüş olmadı.)
Paragraftaki ifadelerimiz bir sendikanın işletmemizde yabancı müşteriler varken taciz, aslı olmayan iddialar, iftira ile çalışma ortamını sabote etmeye varan, çalışma şekillerinin böyle olduğu iddiası ile fütursuzca davranan temsilcilerinden duyduğumuz rahatsızlığı kendileri ile paylaşmayı isteme arzumuz ile alakalıdır. Olaya baktığımız yerin farklı olması farklı algılamalara sebep olmuştur. Biz sayın valimizi bize göre çok önemli ve hassas bir konuda bilgilendirmek, tavsiye ve desteklerini almak istiyoruz, adeta bir yangına itfaiye çağırıyoruz, Sn. Valimiz ise vakit bulunca söndürürüz diyor bu nasıl bir yöneticilik penceresinden baktık ve kendimize göre bu yazıyı bir dost sızlanması tarzında kaleme aldık. Meğer Sn. Valimiz OSB Müdürü, emniyet güçleri ve ilgili kurumlarla konuyu takibe almış ve ilgileniyormuş. İşlerinin yoğunluğu nedeni ile daveti geciktirmek zorunda kalmış. Ancak bundan bizim haberimiz olmadı. Aslında bir telefonları meseleyi çözebilirlerdi. Sonuç olarak konunun anlaşıldığı yasal çerçevede yapılabileceklerin yapılıyor olduğu ve yapılacağı bilgileri bizi mutlu etti.
(Karabük’te pek çok değerli valimiz ile çalıştık. Şehrimize gelir gelmez kendilerinin yönetim kurulu başkanı olduğu Organize Sanayi Bölgemizde işletmeleri ziyaret edip ne iş yapıldığını inceleyen, sorunlarımızı dinleyen, ihtiyacımız olduğu her zaman mesai mefhumuna takılmadan yanımızda olan Kemal Çeber gibi valilerimiz de oldu, Sorumlusu ve yetkilisi olduğu halde organize sanayi bölgesinin nerede olduğunu bilmediğini zannettiğim valilerimiz de oldu. Kendilerinin hangi kategoride anılacaklarını elbette kendileri belirleyecek ancak biz en azından sorunlarımızda valimizi yanımızda görmek, devletin şefkat ve adalet elini üzerimizde hissetmek istiyoruz.)
Paragrafta ifadesini bulan beyanlarım tüm valilerimiz, bürokratlarımız, siyasilerimiz, yöneticilerimiz hakkında zamanlar üstü değerler ve değerlendirmeler olarak herkesi ilgilendiren bir durumdur.
(Sayın valimizden özür dileyerek talep etmiş olduğum randevuyu bugün itibari ile geri çekiyorum ve bir daha kendilerinden randevu talep etmeyeceğim taahhüdünde bulunuyorum. Zat-ı Âlîleri işletmemizi ziyaret etmeyi arzu ederlerse kapımızın da gönlümüzün de kendilerine her zaman sonuna kadar açık olduğunu bilmelerini saygı ile arz ederim. 23/7/2024)
Sn. Valimizle görüşmelerimiz, diyaloglarımız, bilgi alışverişi ve yardımlaşmalarımız devam edecektir.
Mustafa ÇELENLİ
Kargisan A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Yazımız üzerine Karabük medyasında pek çok değerli arkadaşım yorum yaptı, değerlendirme yazıları yazdılar. Bazı değerlendirme yazılarında bizim rahatsız olduğumuz haksız, hukuksuz, haddini aşan şımarık uygulamaları değil sendika karşıtlığı nedeni ile bu sızlanışlarda bulunduğumuz algısının oluşmasına neden olacak yaklaşımlarda bulunanlar oldu. İşin aslı ifadelerimde anlamını bulan taciz ve iftiralarla ilgilidir. Yoksa yasal haklara karşı olmamız mümkün değildir. Çalışma hakkı, dinlenme hakkı, onurunu ve itibarını koruma hakkı gasp edilerek hiç kimse hiçbir hak elde edemez. Bu şekilde hedefe de ulaşılamaz. Usulsüz vusul olmaz. Yanlış usullerle doğru sonuçlara gidilmez. İşverene iftira atarak, işçiyi taciz ederek cebren sendikalaşma olmaz. Bu durumda işverenin de bunlar daha dışarıda iken böyle yapıyorsa içeri girince neler yapmazlar endişesine kapılması, taraftarı olduğumuz bir ekip bile olsalar, daha ağırbaşlı, serin kanlı, usulüne uygun hareket eden alternatiflerinin yanında olma hakkı belki de mecburiyeti oluşur. Durumun bu çerçevede ele alınması, farklı bakış açılarının ve değerlendirmelerin doğru olmadığının bilinmesi değerli medyamız ve kamuoyumuzdan istirhamımızdır.
Keşke herkeste sizin kadar medeni cesaret olsa. yazınızla hem meramınızı çok güzel anlattınız hem de maksat hasıl oldu. Teşekkür ederim.
Yazınızla çak kişinin duygularına tercüman oldunuz. Problem de çözüldü ise maksat hasıl olmuştur. sizi tebrik ederim hocam.
Sizi tebrik ederim muhterem hocam.
Paragrafta ifadesini bulan beyanlarım tüm valilerimiz, bürokratlarımız, siyasilerimiz, yöneticilerimiz hakkında zamanlar üstü değerler ve değerlendirmeler olarak herkesi ilgilendiren bir durumdur. yorumunuzun altına imzamı atıyorum.
Hocam çok güzel bir yere oturdu yazınız. ikaz deyin, serzeniş deyin, dikkat çekmek deyin, yermek deyin, onore etmek deyin hepsi var içinde. Hayra vesile olmasını dilerim.