AMA SENİN ADIN İSMAİL
6 sezon önce takımı şampiyon yapmak sözüyle bir Fenerbahçe efsanesi olan Aziz Yıldırım'ı kongrede yenerek sarı lacivertli kulübe başkan olan Ali Koç, "şampiyonluk ve istikrar" vaadiyle başkanlık koltuğuna oturdu.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı, "istikrar ve şampiyonluk" sözlükte herhangi birer kelime olarak kaldı.
Ali Koç gerek teknik direktör gerekse futbolcu olarak transfer politikasında başarıyı yakalayamadı.12 farklı teknik direktörle çalıştı, yaklaşık 100 futbolcu transfer etti.
Sonuç:
Hepi topu 1 kez kupa sevinci yaşadı.
O da Türkiye Kupası...
Oysa Galatasaray Ali Koç döneminde;
3 Süper Lig şampiyonluğu, 1 Türkiye kupası,2 de Süper Kupa kazandı.
6 sezon sonundaki bu tescilli başarısızlığa rağmen Ali Koç her seferinde "Cambaza bak" taktiğini çok başarılı bir şekilde uygulayarak
taraftarın umudu olmayı başardı.
Her başarısızlığın ertesinde kendine doğrulan tepki oklarını başka taraflara yöneltmesini bildi.
Başkana göre herkes Fenerbahçe düşmanı idi, elbirliği yapılmış sarı kanarya asla şampiyon yapılmayacaktı.
Bazen "Federasyon, hakemler, Fetöcüler" dedi, bazen olmadık zamanlarda Atatürk hassasiyeti depreşti, bazen rakip takımın teknik adamlarını, oyuncularını hedef gösterdi, olmadı 5 yıldız hikayesine sarıldı. Söylediklerinin hepsi doğruydu; çünkü onlar "Fenerbahçe Cumhuriyeti"idi ve herkes onlara karşıydı.
İşin ilginç yönü taraftarlar da "Bunca senedir o kadar federasyon, hakemler,teknik direktörler, futbolcular değişti;ama bizim "başarısız" olduğumuz gerçeği bir türlü değişmiyor,demek ki bir yerlerde sıkıntı var." diye yönetimden hesap sormak yerine, kolayı seçip başkana yürekten inanmayı tercih etti.
Sonuçta ne yaptı etti, kışın kar, nasıl ki tüm kiri pası örtüyorsa başkan da başarısızlığının üzerini muhteşem bir şekilde örtüverdi.
Bu sezon (Bence son kozunu oynayarak) takımın başına Dünya'nın en iyi 4-5 teknik adamından biri olan Mourinho'yu getirdi.
Getirdi getirmesine de ilk arıza Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında ortaya çıktı. Rakibine elenerek Avrupa Ligi'nde mücadele etmek durumunda kalan José Mourinho gelen eleştirilerilere:
"Buraya geldiğimde kimse bana 'Şampiyonlar Ligi önemli' demedi, zaten 15-16 sezondur gidilmeyen bir yer için üzülmenin anlamı yok. Ben Galatasaray’ı ligde geride bırakmak için geldim." gibisinden garip bir açıklama yaptı.
Kaderin garip cilvesine bakın ki geçtiğimiz cumartesi günkü kendi evinde oynanan derbide sonuç hiç de istediği gibi olmadı o da işin başka bir yönü.
Mourinho'nun Şampiyonlar Ligi ile ilgili şaşırtıcı sözleri duyulduğunda Fenerbahçeliler dahil, akıllardan ister istemez şu düşünceler geçti:
"Koskoca Fenerbahçe Süper Lig'te Bodrumspor'u, Hatayspor'u yenip şampiyon olabilmek için mi milyonlarca Euro verip dünyaca ünlü Maurinho'yu teknik direktör olarak takımın başına getirdi? Eğer öyleyse geçen sezon rekorlar kırarak takımı 99 puanla ikinci yapan İSMAİL Kartal'ın günahı neydi?
İsmail Kartal 99 puan toplamış, Avrupa'da oynadığı 6 ön eleme maçını kazanıp guruplara kalmış, Fenerbahçe'ye son yıllardaki en iyi futbolu oynatmış.
Geçen sezon 3 derbi deplasmanını kazanmış.
2.5 senede oynadığı 12 derbinin 9'unu kazanmış.
90 lig maçında sadece 6 yenilgi almış.
Avrupa'da çeyrek final var.
Fenerbahçe tarihinin tüm rekorlarını alt üst etmiş.
Etmesine etmiş; ama sen "bizim oğlan"sın, senin adın İSMAİL...
İsmail Kartal'ın Fenerbahçe'ye karşı o kadar aidiyet duygusu var ki Fenerbahçe'nin ne zaman ihtiyacı olsa "gel" diyorlar geliyor, canları istediğinde "git" diyorlar gidiyor. "Neden?" diye bile sormuyor. Gelirken asla ücret pazarlığı yapmıyor, giderken de bir kuruş tazminat talep etmiyor. "Kırgınlıklarını, hayal kırıklıklarını" Fenerbahçe aşkına sarıp sarmalayıp kalbinin en güzel yerine koyuyor, kimselere bir şey söylemeden ceketini alıp gidiyor.
Fenerbahçe kötü durumda iken, sansasyon yaratacak cümleler alabilmek umuduyla mikrofon uzatıldığında "Ben Fenerbahçeliyim, takımım hakkında asla kötü sözler söylemem." diyecek kadar da gerçek bir Fenerbahçeli..
Bu ülke böyledir; çalışırsan, dürüst olursan, fedakârlık yaparsan, kulüp tarihinin en büyük başarılarını elde etmene rağmen "tevazuundan, efendiliğinden, adamlığından" taviz vermezsen, hele bir de "mütedeyyin Anadolu çocuğuysan" birilerinin gözünde de gönlünde de hiçbir karşılığı yok, çünkü senin adın İSMAİL...
Kulübü 20 yıl yönetmiş efsane başkan Aziz Yıldırım; zamanından, ailesinden işlerinden çok büyük fedakarlıklar yapmış, ömrünü Fener'e adamış, takımı ele geçirmek isteyen FETÖ 'ye karşı tek başına mücadele etmiş, Fenerbahçe için hapse girmişti; ama Fenerliler bu insanı bile yuhalayarak göndermişti.
Her şeyin görünen sebepleriyle birlikte "görünmeyen" sebeplerinin de olduğuna inananlardanız.
Klasik tabirle "damarlarını kesseler sarı -lacivert akacak" Fenerbahçe aşığı iki insanın âhını aldılar, onlardan helallik almadıkları müddetçe teknik adam olarak da futbolcu olarak da kimleri getirirlerse getirsinler iflah olmazlar vesselam..