"Ligden çekileceğiz"
"Türkiye Kupası'na katılmayacağız"
"Herkesin imreneceği kadro kuracağız"
"5 yıldızlı formayla sahaya çıkacağız"
Bu vaadler, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un değişik zamanlarda -özellikle kendisinin ve yönetimin sıkıntıya girdiği anlarda- Fenerbahçeli taraftarlara damardan verdiği sakinleştiriciler.
Etki gücü anlamında, içlerinde en ilgi çekeni Fenerbahçe'yi ligten çekeceği iddiâsıydı. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, geçtiğimiz sezon Trabzonspor ile oynanan olaylı maç sonrası açıklamasında Kulüpler Birliği Başkanlığı'ndan istifa ettiğini belirterek "Gerekirse bir alt lige düşeceğiz. Herkes aklını başına alsın. Her gün ölmektense bir gün öleceğiz. Gerekirse 1 sene oynar, çıkarız." ifadelerini kullanmıştı.
Çok geçmeden Trabzonspor maçında çıkan olayları görüşmek için "Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı yapılacak duyurusu" yapılır. "Toplantıda Futbol A Takımımızın Süper Lig’den çekilmesi dâhil, alınacak aksiyonlar değerlendirilecek" denilerek taraftarlar beklentiye sokulur. Öyle ya Fenerbahçe bir cumhuriyetti, onlar olmazsa lig de olmazdı.
Bu kesin inançla Fenerbahçeli delegeler gönül verdiği tanımlarının olağanüstü genel kurul toplantısı için Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi'ne akın eder. Büyük bir heyecanla stadyuma gelen delegelerin gardı, büyüklerin yaptığı her konuşmadan sonra biraz daha düşer, suratlar asılır; çünkü perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.
Ve mâlumun ilâmı Başkan Ali Koç'tan gelir:"Ligden çekilme opsiyonumuzu masadan kaldırıyoruz"
Kullanıldıklarını düşündükleri için bir düdüklü tencere misali içten içe fokur fokur kaynayan Fenerbahçeli delegeler her ne kadar yüksek sesle itiraz edemeseler de :"Madem böyle bir karar alınacaktı, niye bizi büyük bir beklenti içine soktular? İşimizi gücümüzü bırakıp buralara kadar geldik." sızlanışları içinde, "yenilmiş ordular gibi" mahzun ve boynu bükük bir şekilde evlerinin yolunu tutarlar.
Aynı Ali Koç, bu sezon "zarar ediyoruz" gerekçesiyle Türkiye Kupası'ndan çekilmeyi ciddi ciddi düşündüğünü uzun zamandır dillendiriyordu; ama dün akşam canlı yayınlanan basın toplantısında "Atılan adımlara karşı yapıcı olmayı tercih ediyoruz. Türkiye Kupası’na katılma kararımızı veriyoruz. İş korktuğumuz gibi terse dönerse çekilme hakkımız her zaman vardır." sözleri ile Türkiye Kupası'nda oynamaya karar verdiklerini açıkladı. Kasımpaşa ile oynayacakları kupa maçına bir gün kala hem de..
Futbolseverler olarak Ali Bey'in bu kaçıncı geri vitesi unuttuk. Acaba futbol kamuoyunun gözünde ciddi bir "inandırıcılık" zaafına uğradığının ve "yalancı çoban" durumuna düştüğünün farkında mı bilmiyoruz.
Fenerbahçe'nin kupa maçlarına katılmaya-hem de A Takımıyla- karar vermesinden söz etmişken dün Salı akşamı oynanan muhteşem kupa maçından bahsetmemek olmaz.
Her yılbaşı haftasında olduğu gibi TV'lerde dizilerin tekrarı yayınlandığı için Tv kumandası hanımdan bana geçmişti. Şöyle bir zaping yapayım dedim, meğer TRT'de İnter-Milan İtalya Süper Kupa maçı varmış.
İtalyan futbolunu sevmem, çok sıkıcı bulurum; ama başka bir meşgale bulamadığım için biraz izleyeyim dedim, bırakamadım, beklentimin çok üzerinde bir mücadele oldu.
Akşamki maçın Arabistan'da olduğunu maçtan sonra medyadan öğrendim. Meğer galip takım 8, mağlup olan 5 milyon Euro almış bu tek maç için.
Avrupalılar, Suudların develerini hamuduyla götürürken, geçen sezon Süper Kupa maçı için Suudilerle anlaşan bizimkiler, Türk futbolunun mikseri beyefendinin ( herkesçe niçin olduğu mâlum) lüzumsuz "Atatürk" histerisi depreşince maça çıkmamışlardı.
Önden aldıkları milyon Euroları Suudlara aynen mi yoksa tazminat olarak fazlasıyla mı geri ödediler bizce meçhul.
Kasa tamtakır, borç gırtlakta; ama bizimkilerde kuyruk simit...
Üstad kaleminize sağlık. Güncelin her konusu söz sahibi olduğunuz alan maşallah. Yazılarınızı zevkle bekleyen, onlardan çok şey öğrenen güzel bir kitlenin olduğunu bilmenizi isterim.
Eyvallah üstadım, biz de sizin yazılarınızı keyifle takip ediyoruz. İlmihal bilgisinden çok günümüz insanının yalpalarını, sebepleri ve çözüm yollarını sizin yazılarınızdan öğreniyoruz.