Mü’min; sorumlusu olduğu emanetleri yerine getirip koruyan, ahdine vefa gösteren, özü ile sözü birbirine uyan, dosdoğru olan, kimseye zararı dokunmayan, kendisine güvenilen, emanete ihanet etmeyen insan demektir.
Güvenin oluşmasının temel şartlarından biri de emanete riayet etmektir. Kâinatın düzeni ve içinde yaşadığımız dünya emanetler silsilesiyle dengelenmiştir. İnsanoğlu özgür tercihleri, aklını kullanma kabiliyeti ve iradesi sebebiyle bu silsilenin odak noktasında bulunur. Nitekim Cenab-ı Allah insanı yeryüzünün halifesi yapmış, arzı imarla görevlendirmiş, iyiliği emredip kötülükten sakındırmakla mükellef kılmıştır.
Yüce Allah, Peygamberlerini hep güvenilir kişilerden seçmiş ve onlar gönderildikleri toplumlar tarafından emin kişiler olarak tanınmışlardır. Nitekim Mekke’liler, Peygamberimiz (s.a.v)’e, daha peygamber olmadan önce, “el-Emin“ sıfatını vermişlerdi.
Sorumluluğun en üst noktasını teşkil eden emanete riayet Hz. Peygamberin hayatının en önemli ilkesi idi. Mekkelilerin kendisine değerli eşyalarını teslim ettikleri, en zor anlarında bile bu emanetlere asla ihanet etmediği bilinmektedir. Kaynaklarda, Medine’ye hicret edeceği gece, müşriklerin evini kuşattığı esnada, evinden ayrılmadan önce üzerindeki emanetleri Hz. Ali’ye teslim ettiği, bunları ertesi gün sahiplerine iade etmesini istediği yazılıdır. Bu malların çoğunun Müslümanlara Mekke’de hayat hakkı tanımayan müşriklere ait oluşu çok anlamlıdır. O, ömrü boyunca muhaliflerin bile güvenini kazanma, kazandığı güveni kaybetmeme ve güvenden hiçbir şekilde taviz vermeme gayreti içinde olmuştur. Bu tutum, muhalifleri kazanma ve kazandıktan sonra onlarla kurulacak sağlıklı ilişkiler adına çok olumlu bir zemin oluşturmuştur.
Her Müslümanın bireysel hayatında emanet bilincini daima uyanık tutması, anne babasına, eşine, çocuklarına, arkadaşlarına ve diğer bütün insanlara bu dikkatle yaklaşması, onlarla olan hukukunu emanet şuuruyla yerine getirmesi gerekir. Çünkü bizler elest bezmi’nde Âlemlerin Rabbine verdiğimiz sözün gerekliliklerini yerine getirmekle mesulüz. En büyük emanetimiz imanımızdır. Bizlere bahşedilen bu nimeti korumada hassasiyet en öncelikli görevimizdir. Öte yandan ailemizin, çocuklarımızın, gelecek nesillerin de bizlere emanet edildiğini, onların üstün ahlakla donatılması noktasında elimizden geleni yapmamız gerektiğini unutmamalıyız. Kısaca “Emanet Bilinci”, kendi benliğimizden başlayıp ailemizi, çevremizi, toplumu da içine alan en yüksek sorumluluk bilincinin adıdır. Geçici hayatlarımızın nihayetinde, bizlere bahşedilen emanetlere ne kadar sadık kaldığımız, ne kadar sahip çıktığımız ve ne kadar özen gösterdiğimiz soruları ile baş başa kalacağız. Bu soruların cevapları, hayatımızı mümince yaşayıp yaşamadığımızın da resmi olacak.
İnsan güvenilirliği kadar itibarlıdır. Güven, kendine güvenmek, başkalarına güvenmek ve güvenilir olmak temellerinden oluşur. Bu üç boyut birbiri ile bağlantılıdır ve birbirlerini tamamlar. Üç boyutun da bir arada ve dengeli olması gerekir. Kendine güveni olmayan bir insan başkalarına güvenmez ve başkalarından da kendisine güvenmelerini beklemez. Bu nedenle, güvenilir olmak gibi bir derdi de olmaz.
Bir insanın güvene dayalı ilişkiler kurma isteği ve ihtiyacı varsa önce kendisinin güvenilir insan olması gerekir. Güvenilir kişi olmak, insanın hayatta kazanabileceği en üstün ve en şerefli makamdır.
Hz. Peygamber, Hz. Hatice ile Peygamberliğinden uzun bir zaman önce evlenmiş ve onunla yirmi beş seneyi birlikte geçirmiştir. Kendisine ilk vahiy geldiği zaman, Hz. Hatice’nin O’na verdiği destek fevkaladedir. O’nu müjdeleyip teselli ederken sıraladığı Peygamberimizin insani özellikleri biz mü’minlere muhteşem örneklik mesajları ile doludur; "Müjdeler olsun, sen sözün doğrusunu söylersin, emanete riayet edersin, akrabanla ilgilenirsin, güzel ve iyi ahlâklısın. Sebat et. Vallahi ben, senin, bu ümmetin Peygamberi olacağını umarım. Hiç korkma! Allah seni hiçbir zaman utandırmaz, üzüntüye uğratmaz. Çünkü sen akrabana bakarsın, işini görmekten âciz olanların yükünü taşırsın. Yoksula kimsenin veremediğini verir, kazandıramadığını kazandırırsın, misafirleri ağırlarsın, uğradıkları musibet ve felâketlerde halka yardım edersin."
Ahh hocam, Güvenmek,Güvenilir olmak..negüzel bir yaklaşımda nerede..? Eğitimin içini boşaltmışlar, hukuk diye birey kalmamış,maalesef 10 yaşından 70 yaşına milletin 3 konuşmasından biri küfürlü..bir eğitimci olarak öğrencilerden (kız erkek),kocakoca sözde makam sahibi veya sıradan kişilerin ağızlarında yüzümüzü kızartın küfürlü konuşmaları,saygısızca davranışlar, maalesef kime neyi,nasıl güveneceğiz, bizlere ne oldu neden bukadar duyarsız , çıkarcı bir tolum oluştu,sebebi başta söylediğim gibi aile,okul,çevre ve siyasilerin dengesiz,taraflı yönetim anlayışları en önemlisi de yanlı kişilere göre adaletin olması sonucu kişiler kendi adaletini kendileri aramaları..ekonomiyi,bozulan mahalle kültürünü,komşuluk ilişkilerini,liyakatsizliği,Ben yaptım oldu düşüncelerini vs,vs say say bitmez.. saygının,hoş görünün olmadığı toplumlarda güven,güvenirlik maalesef olmuyor..
Allah razı olsun hocam. Aynen, güven olmadan hiç bir şey olmaz.
Allah razı olsun Mustafa bey. Hayırlı Cumalar
AMİN. ALLAH RAZI OLSUN. CÜMLEMİZİN CUMASI MÜBAREK OLUR İNŞALLAH.
Kıymetli Hocam, Günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz, oldukça azalan hasletlerden biri olan “Güvenilir” olmak hususunu idraklerimize tekrar sokarak farkındalık oluşturmanız nedeniyle şükranlarımı arz ederim.
Ve aleyküm selam. Cumamız hayırlara vesile olsun. Baki selamlar
Eyvallah Mustafa Hocam. Allah Razı olsun inşallah. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin inşallah
Hayirli Cumalar hocam, kaleminize sağlık
Cumanın hayrı ve bereketi üzerimize olsun öğretmenim
Hocam hayırlı cumalar elınıze ve yüreğinize sağlık çok anlamlı bir yazı olmuş Her musluman kendınde olarak hayatındakı arkadaşlarını dostlarını aılesını akrabalarına olan ılgısını güvenilir Bır sekılde herzaman doğru olarak göstermek gorevımızdır ayrıca erdemlı insanlar bunu yapar emanetlerine kendi emanetlwrı gıbı hassas olurlar Buda bızım kısılıgımıze yansır
Tüm noksan sıfatlardan münezzeh olan Allahım...!Dostlarımı, beni ve ailelerimizi ve ümmeti Muhammedi affedip bağışla. Amin. Cumamız mübarek olsun
Rabbim Yüreği güzel insanları yolumuzdan sabrı ve şükrü dilşmizden sağlığı ve sihhati bedenmizden eksik etme hayırlı her be varsa bizden ve sevdiklerimizden eksik etme Hayırlı cumalar dilerim Halit Bostancı
Teşekkür ederim hocam sabahı şerifleriniz hayrolsun Cuma nın hayrı bereketi üzerlerimize olsun.
“Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur.” “Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” Saff Süresi 61/8. Ayet Cumamızın feyz ve bereketi üzerimize olsun inşaallah.
Kaleminize sağlık. Rabbim güvenilir olanlardan eylesin.
Emanet Bilinci”, kendi benliğimizden başlayıp ailemizi, çevremizi, toplumu da içine alan en yüksek sorumluluk bilincinin adıdır.
Mekkelilerin kendisine değerli eşyalarını teslim ettikleri, en zor anlarında bile bu emanetlere asla ihanet etmediği bilinmektedir. Bu malların çoğunun Müslümanlara Mekke’de hayat hakkı tanımayan müşriklere ait oluşu çok anlamlıdır. BU MÜTHİŞ BİR ŞEY
ÇOK GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ HOCAM. KALEMİNİZE KUVVET.