Herkes mutlaka hem dünyada hem de ahirette yaptıklarının karşılığını görecek. İyilik yapanlar iyilikle, kötülük yapanlar kötülükle karşılanacaktır. Kişi ne ederse kendine eder. Dünyada zulmedenler cezalarını mutlaka çekerler. “Zulüm ile âbâd olanın ahiri berbâd olur.” Zalimler şunu unutmamalılar; Ölümle barışık yaşayanlara hiç kimse hiçbir şey yapamaz. Onlar ölümle korkutulamaz. Ahireti önceleyenlerin akıbetlerinden endişeleri olmaz.
Bugün Gazze’de şahitliklerini şehadetle taçlandıranlar tarihe not düşüyorlar. İnsanlık adına tarih yazıyorlar. Menfaatinin gitmesinden korktukları için ihanetin, işbirlikçiliğin, ifsadın arkasında sıraya dizilenlerin gerçek suratları ve niyetleri bir avuç Müslüman’ın kararlı ve onurlu duruşu ile ifşa oluyor. Anlı şanlı demokratlar, insan hakları savunucuları, dünyaya insanlık dersi verenlerin insanlıktan nasiplerinin olmadığı yaşananlarla ortaya çıktı. Olanlar karşısında hepsi dut yemiş bülbüle döndüler.
Batı ve uşakları, mazlum halkların direnişini kırmak için insanlık adına işlenen cinayet ve rezaletlere onay veriyor, göz yumuyor, kulak tıkıyorlar. Bugün zulümle dünyanın jandarmalığını yapan ABD, esaretindeki Avrupa ve diğer bazı ülkeler işlenen soykırımı görmezden geliyor, ses çıkarmıyor, destek oluyorlar. Netanyahu denilen dünyanın en alçak zalimini parlamentolarında konuşturan ABD’nin parlamenterleri onu ayakta alkışlıyor, insanlıktan nasiplerinin olmadığını dünyaya deklare ediyorlar. Ancak unutmasınlar bu sayede oyunları bozuluyor, sihir çözülüyor. Uyuyan dev uyanıyor, narkozun etkisi geçiyor. İnanan insanlar hayatlarını kaybediyor fakat Allah’ın izini ile o insanların davaları kazanıyor.
Allah imhal eder lakin asla ihmal etmez. Zaman verir ceza vermede acele etmez ama zamanı gelince zalimin yaptığını başına geçiriverir. İbrahim a.s. ı ateşe atan Nemrut’u bir sinekle perişan edip geberten Allah, Üç bin yıl öncenin zalimi Firavun’u da suda boğuverdi. O sihirbazları ile statükoyu, zulüm düzenini ayakta tutuyordu. Sihirbazlar hakkı görünce teslim olup hidayete erdiler. Bunu gören Firavun köpürdü, zulmün en aşağılık olanını kendi halkına reva gördü: "Ben size izin vermeden Musa’ya iman ettiniz ha! Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! And olsun ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım." dedi. Sihirbazlar şöyle dediler: "Önemli değil, zararı yok, zaten biz mutlaka Rabbimize döneceğiz." (Şuara, 49-50)
Bugün Siyonist zulüm rejiminin katliamları, soykırımı, çocuk-kadın, hastane-okul demeden bombalamaları imanı silmek ve müminleri sindirmek için tüm hızı ile devam ediyor. Firavun’un tehditleri, tacizleri, cezaları müminlerin imanını artırmaktan, onları daha da bilemekten, gerekirse onlara cenneti kazandırmaktan başka zalimlerin işine yaramadı. Bugünün zalimleri de çocuk kadın demeden katlederek, Hamas mücahitlerini, İsmail Heniye’leri alçakça şehit ederek emellerine ulaşacaklarını zannediyorlarsa Firavunlara, Nemrutlara baksınlar. Zira O zalimlerin zulmettiği insanlar gibi Gazze’li mücahitler de ölüme gülümsüyorlar, cellatlarına acıyorlar; "Hangi alçaklığı yaparsanız yapın bizim nezdimizde hiçbir önemi yok. Biz, Allah'a ulaşmayı hedeflemişiz." diyorlar. Dün Mısır ve Firavunlar, bugün Gazze ve “İngiliz- Yahudi projesi” olan, insanlığı ahtapot gibi saran “dünya Siyonizmi” ve onun kuduz köpeği İsrail inananlara aynı zulmü yaşatıyor. Tarih ve aktörler değişse de imanın zalime karşı onurlu direnişi şerefle devam ediyor.
Zalim İsrail, kan, zulüm, şiddet ve baskıda sınır tanımıyor. Ancak atılan bombalar, başlarına yıkılan evler, çektikleri işkenceler, açlıklar hiçbir Gazze’li Müslüman’ı imanından koparamıyor. Ölüme gülümsüyor, zalim ve hainleri küçümsüyorlar. Dünyanın dev zannettiği kartondan kaplanların maskelerini indiriyorlar. Onlar, kim ne yaparsa yapsın, İsterse dünyadaki uyuyan Müslümanlar da sadece seyretsin ama "Allah bize yeter!" diyorlar. Ölüm kararını kimsenin yeryüzünden veremeyeceğine, onun gökyüzünden verildiğine inanıyor ve tüm dünyaya, tüm mazlumlara, uyuyan Müslümanlara haykırıyorlar. Evet Gazze’nin çocukları ses veriyor, ümmetin suskunluğunu sonlandırmak için sessiz çığlıkları ile aslında bizlere de acıyorlar.
Onlar onur ve özgürlük mücadelesi veriyorlar. İnsanı bol ama insanlığı az bu dünyada gelecek çağlara ışık olacak destansı yürüyüşlerini sürdürüyorlar.
Müslümanların uğruna şehadete yürüdükleri dertleri sıradan bir dava olsaydı belki çoktan yok edilebilirdi. Ancak Gazze İslam'ın son yüzyılda bir varoluş biçimidir. Direniş mektebi, ümmetin küllerinden yeniden diriliş müjdesidir. İnanca, imana dayalı bir duruşun adıdır. Körfez ülkeleri, ihanet içerisindeki işbirlikçi yönetimler, Arap Ligi, İİT vb. kör ve sağır bir dünyanın bataklığında batsalar da imanlarının bedelini ödeyen adanmışlar İslam’ın yüzünü ağartıyor, çağa tanıklıklarını sürdürüyorlar. Küresel kaosu, karanlık kumpasları sonlandırmaya kararlılar.
Gazze, batının sihirli kavramlarının büyüsünü bozdu. Demokrasi, özgürlük, insan hakları söylemlerinin hangi iğrençlik ve kirlilikleri örttüğünü deşifre etti. Şimdi dünya Müslümanlarına, tüm mazlumlara ve özellikle altı asır İslam’ın bayraktarlığını yapan bir ecdadın nesli olarak bizlere düşen görev; Gazze’de şehadete yürüyen yiğitlerin mirasına, misyonuna, mesajına ve mektebine sahip çıkmaktır. Zira onlar bugün itidal ve istikamet üzere gelecek kuşaklara hayat iksiri sunuyor. VE Cenab-ı Hak buyuruyor; "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah, onları ancak gözerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." (İbrahim, 4)
Evet; Allah imhal eder lakin asla ihmal etmez.
Allah'ın; Bugün toprağa düşen şehid İsmail Heniye ile dini, vatanı, kendisinin ve ümmetin izzetini korumak ve yüceltmek için, hür bir şekilde insan olarak yaşamak ve kulluğunu yerine getirmek için Ülkemizde, Gazze'de, Doğu Türkistan'da ve dünyanın diğer yerlerindeki tüm şehitlerimize rahmet eylemesi, Tüm zalimlerin, İsrail ve destekçilerinin kahrolduğu, Dünyanın huzura erdiği günlere ulaştırması dileğiyle, Cumanızı tebrik ederim.
MUSTAFA HOCAM fevkalade mana yüklü bir yazı olmuş Kalemine yüreğine sağlık
Sayın hocam hayırlı cumalar dilerim selamlar
Eyvallah üstad. Allah Razı olsun. Amiiin inşallah. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin inşallah Sn Hocam. Allah'a emanet olun
Allah razı olsun hocam Hissiyatımıza tercüman oluyorsunuz Hayırlı cumalar diliyorum
Hocam hayırlı cumalarınız olsun evet Allah bize yeter herseyı gören duyan mevlamın degirmenı hakkanıyetlıdır zamanında yapar
Es Selamü Aleküm ve Rahmetullah, Ceddimize Rahmet, görmeyelim zahmet.
Hocam bunda iran israil işbirliği var kendisini islamın hamisi olarak gören iran her namazdan sonra ibrahim as ma beddua ediyor gelin iranın ne kadar müslüman olduğuna siz karar verin
Elinize sağlık Mustafa Bey
Onlar kazandı;ama biz kaybettik bu imtihanı.Allah affetsin diye dua edelim de affeder mi bilmem..
Allah imhal eder lakin asla ihmal etmez. Zaman verir ceza vermede acele etmez ama zamanı gelince zalimin yaptığını başına geçiriverir.
Gazze İslam'ın son yüzyılda bir varoluş biçimidir. Direniş mektebi, ümmetin küllerinden yeniden diriliş müjdesidir. İnanca, imana dayalı bir duruşun adıdır.
imdi dünya Müslümanlarına, tüm mazlumlara ve özellikle altı asır İslam’ın bayraktarlığını yapan bir ecdadın nesli olarak bizlere düşen görev; Gazze’de şehadete yürüyen yiğitlerin mirasına, misyonuna, mesajına ve mektebine sahip çıkmaktır. Zira onlar bugün itidal ve istikamet üzere gelecek kuşaklara hayat iksiri sunuyor. VE Cenab-ı Hak buyuruyor; "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Allah, onları ancak gözerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." (İbrahim, 4) TEŞEKKÜRLER SN. ÇELENLİ
Duygularımıza tercüman olmuşsunuz hocam. Allah sizden razı olsun. İsmail Heniye'ye Rabbim rahmet etsin. Davasını dünyaya hakim etsin.